19.3 C
İstanbul
Perşembe, Eyl 19, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Editörün SeçimiKudüs NotlarıManşetSeyahat

Yolumuz Mescid-i Aksa’ya Çıksın 1… (Yazı Dizisi)

Dediler ki: “Bir Türk kızı buralardaymış, tek başına buralara gelmiş…

            Söz büyüdür; her şeyin olduğu gibi kelimelerin de gücü, enerjisi vardır. Öyle ki bir sözle başlar, başlayan; ‘‘Kun fe Yekun / Ol der ve olur.’’

            Yakın zamanda otuz yedi güzel insan ile güzel bir yola çıktık; uzak bir yola… En uzak Mescide gitme arzusu gönüllerine düşen bu insanların her biri, ülkenin farklı bir köşesinden yola revan oldu birbirinden habersiz. Kimi eşini, kimi evladını, kimi işini bırakıp bir anda karar verdi. Bu yolculukta biri küçücük çocuğunu aldı yanına, diğeri elinden tuttu evlatlarının, öbürü kardeşiyle geldi, bir başkası anne babasına Allah’a ısmarladık dedi. Tanış, arkadaş olmak için ne güzel bir yolculuk; tıpkı tohumun kök salmak için toprakla buluşması gibi ruhlar da tanış olduğu Mescid-i Aksa topraklarına yol aldı.

      Kubbetü’s Sahra Mescidi

            7 Ekim sonrası, insanlığın suspus olduğu, vicdanların için için kanadığı şu günlerde, kendince bir şey yapmak isteyen sıradan insanların, sıradan yolculuğunun varış noktası elbette Mescid-i Aksa olacaktı.  Zira son zamanlarda kolektif bilinç kıyama kalkan insanların enerjisiyle hareketlenmektedir. Dolayısıyla bu yolculukların katlanarak artacağını düşünüyorum. Çünkü asırlardır uyutulan, demokrasi, insan hakları ve eşitlik söylemlerinin içinin ne kadar boş olduğunu cümle insanlık görmeye başlıyor. Dini, milliyeti, ülkesi ne olursa olsun dünyanın her yerinde insanlar, İsrail vatandaşları bile, gözlerin önündeki vahşetin karşısında duruyorlar. Dolayısıyla algı oyunlarıyla yazılan ve okunması güzel ‘İsrail Devletinin Masal Kitabı’na artık insanların inanması çok zor.

İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali

            Gelelim yolculuğumuza, Mihmandar Turizm ile yola çıkılan bu seferin ilk buluşma yeri, İstanbul Havalimanı dış hatlar gidiş terminali oluyor. İsrail-Tel Aviv Havalimanı’nı kapattığından buradan Amman Havalimanı’na gidiliyor. Amman’dan Otobüsle Kral Hüseyin (Allenby) Sınır Kapısı’na geçiliyor. Burada İsrail olabildiğince zorluk çıkardığı için ciddi bir zaman kaybı yaşanıyor. Hatta bazı kişileri sebepsiz deport edebildiklerinden, insanların mücadelesi, vira bismillah, buradan başlıyor. Namaz kılmak için doğru dürüst bir yer olmadığından; insanlar, küçük bir bekleme salonunda bulabildikleri seccadeleri yere sererek ibadetlerini yapmaya çalışıyorlar.

Kral Hüseyin (Allenby) Gümrük Kontrol Noktası Köprüsü

            Neden sonra Kudüs-ü Şerife ulaşabilenleri başka başka zorluklar karşılıyor. Mescid-i Aksa’nın giriş kapılarında bekleyen İsrail güçleri, nereden geldiğinizi soruyor. Türkiye cevabını duyunca, ‘‘go home, go İstanbul, go Türkiye’’ diyerek sizi kapıdan geri gönderiyor. Bir kapıdan giremeyen insanlar diğer kapılara yöneliyorlar. Ta ki içeriye girene dek tüm kapılar defaten deneniyor. Doğrusu bu bir avuç insanın sabrı, inancı ve ibadetlerini yapma kararlılıkları gerçekten takdire şayan. Çocuklarının elini tutup başka kapılara gitme azimleri insanı derinden etkiliyor. Eşlerden biri girip bir giremiyor. Evlat içeriye giremiyor, anne baba giriyor; ya da tam tersi. Sanki kırk yıldır orada yaşıyormuş gibi o sokak senin bu cadde benim başka kapıları denemek için hiç beklemeden yola koyuluyorlar.  Fakat bu insanların davranışları, kararlılıkları ve cesaretleri sizde sadece güzel duygular oluşmasını sağlıyor. Anlayacağınız tamamen keyfi bir tutum ve yıldırma politikası uygulanıyor kapılarda. İnsan sormadan edemiyor, dünyanın hangi mabedinin önünde tam teçhizatlı askerler bekliyor?  Başka hangi mabede inananları bu şekilde bir kaba kuvvet,  hakaret ve aşağılamaya maruz kalarak giriyor? Temel insan haklarının yok sayıldığı, insanların can ve mal güvenliğinden emin olmadıkları bu coğrafyada, yıllardır Filistin halkı nasıl yaşam mücadelesi verdi, veriyor? Anlıyoruz ki, bizler günlük yaşantımızın telaşıyla, yerine göre gülüp yerine göre eğlenirken, Filistin halkı tam anlamıyla bir esaret hayatı sürüyor. Çünkü aynı durum onlar için de geçerli.

Mescid-i Aksa Kapıları

            Nedense mescide girdiğinizde Cennette olduğunuzu tüm hücrelerinizde hissediyorsunuz. Çevresi bereketliyse kendisi nasıl mübarek bir beldedir, ancak buraya gelindiğinde anlaşılıyor. Kutsal mekânın ruhu, sizi tamamıyla içine çekiyor.  Manevi bir atmosfer, insanı ilk anda sarıp sarmalıyor. Dünyaya dair ne varsa -ki şahit olmaya geldiğimiz bu yerde sahip olma telaşıyla doluyuz- uçup gidiyor, akıllardan/kalplerden. 144 dönümlük alanın tamamı mescit olduğundan her bir köşesinde namaz kılan birilerini görüyorsunuz. Dünyanın her yerinden farklı insanları görmeniz de mümkün. Kimileri huşu içinde murakabe ederken kimileri muntazaman Kuran-ı Kerim okuyor. Bazıları Miracın hediyesi namazı eda ederken bazıları da sohbet ediyor Filistinlilerle. Ve ya Filistinliler kendi aralarında tatlı bir söyleşide. Kelimelerin yeterli olmadığı anlarda da bir dokunuş, bir kucaklaşma sihirli bir kavrayışa, halden anlamaya ve hasbihale dönüşüyor.

            Başta değindiğim gibi 144 dönümlük alanın tamamı mescit ve kutsal alan (harem), kabul ediliyor. Ancak bu kutsal alanın içinde ‘üzeri kapalı olan’ 6 mescit bulunuyor.  (Kadınlar Mescidi sanırsam şimdi müze) Bunlardan Baburrahme Mescidi, Rahmet/Tövbe kapısı diye de biliniyor. Mescid-i Aksa’nın doğu cephesine açılan tek kapı olması nedeniyle önemli ayrıca direkt Mescid’i Aksaya girilebilen tek kapı olması hasebiyle de ehemmiyet arz ediyor. Dolayısıyla Selahattin’i Eyyubi, Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü korumak için bu kapıları kapatıyor vaktinde. Öte yandan İhya’i Ulumi’d-Din’i burada yazan İmamı Gazali, Baburrahme Mescidi yanındaki kendi zaviyesinde ikamet ediyor bir zamanlar.

Mostafa Alkharouf/AA – Baburrahme Mescidi

            Bahsettiğim gibi Aksa’nın doğusunda yer alan Baburrahme Mescidi’nin olduğu yerdeki bu kapıya Müslümanlar, Rahmet/Tövbe kapısı derken Hristiyanlar, Altın Kapı diyorlar. Yahudilerse bu kapıdan Mesih’in gireceğine inanıyor. Rahmet kapısının önünde Rahmet, Yûsufiye ve Mücâhidîn adlı üç büyük Müslüman mezarlığı yer alıyor. Bu nedenle işgal rejimi burada bulunan mezarlıkları sürekli tahrip ederek Baburrahme Mescidi’ni sinagoga çevirme planları taşıyor. Burak Mescidi’nin duvarında ağlama hakkı kazandıklarından beri amaçları 144 dönümlük mescidin başka bir noktasını daha ele geçirmek. Böylece peyderpey amaçlarını gerçekleştirmek istiyorlar. Parayla, kimi devlet adamlarını, bu amaçları doğrultusunda satın almaktan çekinmeyen Siyonistlerin terk korkusu sıradan insanlar. Çünkü gerek Yahudi gerek Hristiyan gerekse Müslüman halklar buna karşı çıkıyorlar. Bu durum Siyonistlerin adımlarını sürekli ertelemelerine sebep oluyor. Sıradan insanların ‘Özgür Filistin’ çağrıları ve barışçıl talepleri, bunların amaçlarına engel teşkil ediyor. Böyle olunca halkları, sıradan insanları ekonomik darboğaza sürükleyecek olaylarla meşgul etmek gerekiyor ki yapılanların farkında olmasınlar.

Sıradan insanların gücünün farkındalar; ancak bu gücün taşınca nasıl bir sonuç çıkaracağının kestirilemez oluşu, temkinli hareket etme zorunluluğu doğuruyor. Her şey plana uygun olarak gitmesi gerektiğinden, sıradan insanların taşan gücünü kendi yararlarına kullanabileceklerini saptadıklarında hamle yapıyorlar. Renkli Devrimler (Gül Devrimi, Turuncu Devrim ve Lale Devrimi) ve Arap Baharı gibi.  Bu nedenle insanların dikkati sürekli dağıtılıyor. Ana akım medya sürekli ve tekrarlanan hikâyelerle onlara zaman kazandırmaya çalışıyor. Fakat anlaşılmaz bir biçimde Gazze’de bir ilk yaşanıyor, çünkü insanları ikna etme çabası bile verilmiyor artık. Kör göze parmak sokuluyor. Sanki bundan sorumlu tutulmayacağını biliyor, yapmak istediği şeyi yapabilme gücüne sahip olmayı yeterli sayıyor gibiler. Kimlerle ne anlaşmalar imzalandı, kimlere ne sus payı verildiyse artık. 1 Eylül 2024 tarihli Turker Carlson’ın Youtube programında Jeffrey Sachs bu durumu şöyle açıklıyor. ‘‘Gerçek tarihin her bir parçasını sakladığınız sürece istediğiniz gibi bir hikâye anlatabilirsiniz.’’ Yine aynı programda Sachs, ‘‘Maaşlarını ödeyen ve ülkenin sahibi olan insanlara karşı göz göre göre yalan söylüyor ve onları küçümsüyorlar.’’ diyor. Sıradan insanlara hikâye anlatıp, onları küçümsüyor ve sistemli kötülük yayıyorlar.

              Baburrahme Mescidi

İlgili Haberler

Hoş ‘Gör’enler…

okuryazarkitaplar

İttihat ve Terakki – 31 Mart Darbesi

okuryazarkitaplar

İslam’da Kardeşlik

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...